24 Temmuz 2014 Perşembe

Kutunun dışına çıkmak :)

Hala tatildeyim ve her yıl olduğu gibi sırtım çok fena yandı. Ben de takmış durumdayım kesin soyulacağım diye. Can arkadaşım Eylem de "artık çık bu kutudan canım" dedi. Kutu dediği düşünce kalıbı tebi :)) bir nevi takıntı. Mantık silsilesi kurduğumuz, istatiksel yaklaştığımız ama bal gibi takıntı. 
Aslında hayat bize 2 ile 2 nin her zaman 4 olmadığını öğretmeye çalışır ama biz yine de biliriz çünkü her şeyi görürüz ;)
Yeni bir diyeyisyenim var, bir sürü çeşit diyetisyene gittim yıllardır. Vee sonunda mühendislik okumuş bir diyetisyenim oldu! Gerçekten farklı bir yaklaşımı var. Bu yeni süreçte gördüm ki müthiş takıntıkarım varmış diyet konusunda; olmazsa olmazlar, asla yapamamlar, bana göre değiller. 
Ama aslında önemli olan bir kutuda olduğunu farketmek ve çıkmaya çalışmak. Bakış açısı değiştiğinde gerçekten dünya güzelleşiyor. 
E o zaman çıkalım kutularımızdan güzelleşelim :))

22 Temmuz 2014 Salı

Tatilde içimizdeki çoçuğu mutlu edelim

Beslenme kontrolü yaparken :)) tamam komik oldu yani dietteyken en korktuğum dönem tatil olmuştur. Tatildeyken düzen müzen kalmaz çok güzel yemekler vardır etrafta. En fenası da içimizdeki çocuğun sürekli dürtüp hamburger, patates, dondurma istemesi. Ama napalım arada onu da mutlu etmek gerek ki sonra üzülüp daha çok dürtüklemesin ;)
Evet itiraf ediyorum bugün hamburger patates yedim biraz suçlu hissediyorum ama panik olacak şekilde değil. Zaten durumları olduğu gibi yediğimiz, içtiğimiz şeyleri de çok abartmamak iyidir yani ne çok fena olup paniklemek ne de umursamamak iyi bir seçenek olmayacaktır. İkisinin devamı da daha çok yemeğe götürebilir. 
Yeni bakış açımdan bol bol bahsedeceğim ama bugün keyfimize bakalım tatilde. Tabi süreçten kopmadan...

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Merhaba hoş geldim hem de çook

Az önce ilk yazımı okudum.. Uçak kemeri ! Yazmaya tekrar uçak kemeri ile başlamak geldi içimden. Ayrı kaldığımız uzun aylarda arada bir blogumu düşündüm yazsam dedim ama ilk fırsatta yazma düşüncesi yine uçakta geldi. Yok yok çok şükür ikinci bir ek kemere geçmedim. Tam tersi görüşmeyeli 17 kilo verdim!!! :))) ve Haziran 2011 den beri ilk kez ek kemere ihtiyacım olmadan uçakla seyahat ettim. Ucu ucuna denk gelme, midene baskı yapıp işkence çektiren cinsten de değil :) biraz küçülttüm bile. Yani demem o ki iyiyim. Daha da iyi olacağım. Ve burada görüşürüz umarım...

25 Ocak 2014 Cumartesi

Evrenin işaretleri

Evrenin bize yol göstermek için tuhaf yöntemleri var. Belki bu sebeple yalnızlık hissediyoruz ve destek alamadığımızı düşünüyoruz. Aslında etrafımızda olanları "görebildikçe" bağlantı kurabiliyoruz, anlayabiliyoruz izlediğimiz yolun bize iyi geleceğini. 
Daha önce bir kez daha hissetmiştim bunu küçük küçük ekmek kırıntılarının yolumuza serpiştirildiğini... O dönemde de biraz kendimi, duygularımı ve nedenleri anlamaya çalışıyordum. 
Bir süredir yemekle aramızdaki ilişkiyi nasıl dengeye oturturum diye düşünüyordum. Neden yiyorum neden inatlaşıyorum neden başa dönüyorum neden korkuyorum... Konuşmak ilk anda zor gelebiliyor bazı şeyleri itiraf etmek. Ama iyi geliyor. 
Bugün evrenden bir işaret geldi bir ön yargımı kırmak için, bir kitapla birlikte geldi. Kimin emeği geçtiyse teşekkür ederim :)) çok şaşırdım ama iyi hissettim ve en önemlisi anladım. Bu anı aklıma getireceğim ve korkumu yeneceğim.. Eninde sonunda :)

25 Temmuz 2013 Perşembe

Hedef koymak iyidir ;)

Şuanda bisiklette cardio yapıyorum ve yazmayı deniyorum. Fena değil ikinci cümleme geçtim. Eveeet bisiklet ve yürüme bandında çok sıkılıyorum. Bu sebeple üzerinde tv olan makinelere sahip bir spor salonu seçtim. Malum ulusal medya beni hiç açmıyor bir kaç aydır, tv seyredemiyorum. Derdin bu olsun diyor olabilirsiniz. Doğru bu olsun :) ama 20 dk bisiklet 30 dakika yürüyüşü havalara bakarak yapamıyorum :)
Neyse bugünkü konum aslında çabalanacak yolun bir amaca çıkmasının faydalı olacağı. Yani diyorum ki kendime eğlenceli bir hedef buldum. Evet bir erkek ama ne yazık ki arkadaş :) ama çok şeker bir İspanyol iş arkadaşı. Öğrendim ki bir süre İstanbul'a gelecekmiş Ekimde. Çok heyecanlı. Walla işe yaradı ki mesaiye kalmama rağmen eve gelir gelmez
çıkıp spora geldim. Bunu korumalıyım :)))
Ne yapalım Barcelona'da çektiğim bir fotoyu bunun şerifine ekleyeyim eheheh

24 Temmuz 2013 Çarşamba

“Senin kilo verme hızına hayranım”

Başlıktaki sözler diyetisyenime ait J bu sözleri bir haftada 1 kilo verdiğim için söyledi. Ne var bunda demeyin, yediklerimi yazıyorum sadece 5 günü yazarak gittim, bir de bir pilav maceram oldu okuyan varsa hatırlar ;)
Bu yaşıma kadar çeşit çeşit doktor, diyetisyen girdi hayatıma eheh
Elif hanım kadar geri dönüş yaşadığım olmadı. Evet blogu yazmazsam şüphelenin, bir kaç hafta geçer dönmezsem diyetisyene de gitmiyorum demektir.

Her defasında güler yüzle karşıladı beni, en güzel sloganı „yarın yeni bir gün Elvan“. Kesinlikle!!
Uygulayamadım bugüne dek o ayrı ama hedefim bu.
Yani bir anda kendini kaybetip bir tencere pilav yiyip kendini cezalandırmak yerine, ertesi gün kalkıp” bugün yeni bir gün, aynı enerjiyle devam edebileceğim“ demek. Ama tabi bu bir bahane de olmamalı. Zor iş sağlıklı beslenmek, özellikle hayatınızda bu istikrar hiç olmamışsa ince bir çizgide yürünüyor. Yaşamayan bilmez, neden çok yediğimizi anlamaz. Olay birkaç kilo fazlalığı değil çünkü, genel bir yeme bozukluğu. Bu sebeple destek almak faydalı oluyor. Kişisel deneyimlerime göre hastanede çalışan bir diyetisyene gitmek çok faydalı, yanında da endokrine görünülmeli. Ama kendinizi iyi hissettiğiniz biri olsun desteğiniz. Bazen Elif hanıma terapi yaptırıyorum :) beni henüz kovalamadı. Kilo veriyorum alıyorum kaçıyorum geri geliyorum sonra yine kaçıyorum birkez kızmadı güler yüzüyle „hoşgeldin, bu sefer daha çabuk döndün“ dedi.
Sert tavırlar bana göre değil, tebi bu şekilde motive de olabilirsiniz. Önemli olan ihtiyacınız olan desteği bulmak. Belki bir arkadaşınız, belki bir blog :) , belki sadece kendiniz, günlüğünüz. Sadece bilin ki yalnız değilsiniz, yalnız değiliz..
Bu arada çok teşekkür ederim Elif Hanım, iyi ki tanışmışız.

PS: Resme bakıp evleniyorum zannetmeyin, beğendiğim kıyafetleri eklemek istiyorum zaman zaman. :)

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Tansiyon, şeker, tirod ve reflü

Klasik hastane ziyaretlerinden birindeyim. İlaçlarım yazıldı, ilaçlarımı daha rahat alabilmek için rapor verildi. Bu rapora göre "tansiyon, şeker, tirod ve reflüm" var. 36 yaş için önemli başarı. Şaka mı yapıyorum ciddi miyim ben de bilmiyorum. Yüzümde hafif bir gülümseme, sarkastik bir durum. 
Aslında tansiyon ve şeker ilaçları kilomdan dolayı veriliyor. Hala tansiyon hastası olduğumu kabul etmiyorum, geçmişte değerlerimde düzelme olmuştu kilo verdiğimde. Umudumu koruyorum. Şeker de limit değerler arasında çok şükür. Beklemediğim yerden gol yedim, tiroidden ki tiroid çalışmazsa metabolizmam yavaşlar. Şimdilik metabolizmam iyi çalışıyor ama doktor bir sene kullanmamı istedi. Bu fazlaca didaktik giriş ile görüyorum ki bir kaç tek yazdığım çeşitli hastalık isimleri ;)
Çok klişe ve banal olmakla beraber çok gerçek bir sözdür ki "sağlıkla ilgili bir durum varsa diğer herşey önemini kaybeder".
Çok olumsuz bir tablo çizmemek gerek her zaman her yaşta insan kendisi ve sağlığı için birşeyler yapabilir. Oldukça ileri yaşlarda kilo veren bir sürü insan var örneğin.
Korkutucu olan sizi direk öldürmeyecek ama dikkat etmeniz gerekecek ve ölene kadar ilaç kullanmanıza sebep olacak hastalıklara yüzleşmek. Burada yüzleşmek önemli, kabullenmek tehlikeli olabilir. Oldu da bitti maşallah deyip daha çok salmamalı. Yüzleşmek neler yapabileceğini düşünüp harekete geçmeye fayda sağlar. Bu sebeple kendimi bugün sakin hissediyorum, yapabileceklerimi biliyorum ve gayret etmeye hazırım.